13 Aralık 2023, 22:15 tarihinde eklendi

Tasavvuf nedir

Tasavvuf nedir

Tasavvuf

Tasavvuf, yakin makamlarının tamamlayıcısıdır. Faydası büyük olup zahir ve batını imar eder. Allah Teala ile ünsiyeti gerçekleştirir, O'nun rızasını elde etmeye vesile olur. Kalpleri kirlerden temizler, nefisleri kötü davranışlardan tezkiye eder. Nitekim Şeyh Muhammed Diyaüddin (kuddise sırruhü) bu manada, Tarikatın gayesi, nefisleri kirlerden temizleyip tezkiye etmektir buyurmuştur.3

Bu nedenle tasavvuf, azalarla yapılan amellerden daha mühim olan kalp amelleri ile ilgilenir. Zira batın, zahirin esası ve kaynağıdır. Batının bozulması, zahirin bozulmasına sebep olur. Bununla beraber kalp amelleri, şeriatın zahirine bağlıdır. Nitekim Şeyh Ebü Said el-Harraz (kuddise sirruhu), Zahirle çelişen her batın batıldır4 buyurmuştur.

Bu yüzden Allah Resulü (sallallahu aleyhi vesellem) ashabının dikkatini kalplerini ıslah etmeye yönlendirmiş ve onlara Cenab-ı Hakk'ın kullarının kalplerine nazar ettiğini öğretmiştir.

Tasavvufun Tanımı

Alimler, tasavvuf için birçok tanım zikretmiştir. Bu durum, tasavvufun ehemmiyetini gösterir. Nitekim İmam Şehabeddin es-Sühreverdi (kuddise sırruhü) Şeyhlerin tasavvufun mahiyeti hakkındaki sözleri bini aşkındır5 buyurmuştur.

Şeyh Ahmed Zerrük (kuddise sirruhu) da şöyle buyurmuştur:

Tasavvuf, farklı yönleriyle ele alınmış, iki bine yakın tarifi yapılmış ve açıklanmıştır. Bütün bu tanımların vardığı nokta ise, sadakatle Allah Teala'ya yönelmektir.6

Tasavvuf için yapılan tanımlardan bazıları şöyledir:

Şeyh Ma'rüf-i Kerhi (kuddise sırruhü) (v. 200/815-16) şöyle buyurmuştur:

Tasavvuf, hakikatleri almak ve insanların elinde olan şeylerden (dünyalık şeylerden) ümidini kesmektir.7

Ebü Hafs en-Nisabüri (kuddise sırruhü| (v. 264 /878) şöyle buyurmuştur:

Tasavvuf, bütünüyle edepten ibarettir. Her vaktin ve her makamın kendine göre bir edebi vardır. Her kim vaktin edeplerine riayet ederse, Hak erlerinin ulaştığı makamlara ulaşır. Her kim de bu edeplere riayet etmeyip zayi ederse, her ne kadar kendini Allah Teala'ya yakın zannetse de O'ndan uzaktır; ilahi huzura kabul edildiğini umsa da O'nun huzurundan tardedilmiştir (reddedilmiştir).8

EbüI-Hüseyin en-Nüri (kuddise sırruhü) (V.295/908) şöyle buyurmuştur:

Tasavvuf, nefsin tüm arzularını terketmektir.9

Amr b. Osman el-Mekki kuddise sırruhü) (v. 297/910) ise şöyle buyurmuştur:

Tasavvuf, kulun her vakitte, o vakit için en uygun olan şeyle meşgul olmasıdır.10

Tasavvuf ehlinin önderi Cüneyd-i Bağdadİ (kuddise sırruhü)   (v. 297 /909) şöyle buyurmuştur:

Tasavvuf, vakitleri (malayaniden) muhafaza etmektir.11

Tasavvuf, kalbi Hak'ta toplayarak zikretmek, işittiği ilahi hakikatler karşısında vecde.12 ermek ve emre uyarak amel etmektir.

Tasavvuf, Hak Teala'nın seni nefsani sıfatlarından kurtarıp marifeti ile ihya etmesidir.

Şeyh Ruveym (kuddise sırruhü) (v. 303 /915-16) şöyle buyurmuştur:

Tasavvuf, nefsini Allah Teala'ya teslim edip O'nun murat ettiği şeye razı olmandır.

İmam Ebü Muhammed el-Ceriri (kuddise sırruhü) (v. 311/923) şöyle buyurmuştur:

Tasavvuf, bütün güzel ahlaklarla ahlaklanmak, her türlü çirkin ahlaktan uzaklaşmaktır.Yine şöyle buyurmuştur:

Tasavvuf, sürekli hallerini murakabe etmek ve her işinde edeplere sarılmaktır.13

İmam Ebü Bekir el-Kettani (kuddise sırruhü| (V. 322/934) şöyle buyurmuştur:

Tasavvuf, güzel ahlaktan ibarettir. O halde kim güzel ahlakta senden ileride ise tasavvufta da senden ileridedir.14

İmam Ebü Bekir eş-Şibli (kuddıse sırrıhü) (v. 334 949) şoyle buyurmuştur:

Tasavvuf, duyu organlarını (malayanıve karşı) zaptetmen ve nefeslerini (boşa harcamaktan) muhafaza etmendir.15

Ali b. Bündar es-Sayrafi (kuddise sırruhü| (v. 359 969-70) şovle buyurmuştur:

Tasavvuf, zahiri ve batıni olarak mahlükata yönelmevi terketmektir.16

Şeyh Ebü amr b. Nuceyd jkuddise sırruhüj (v. 366 976) şövle buvur muştur:

Tasavvuf, emir ve yasaklara karşı sabretmektir.17

İmam Ebü'l-Kasım Cafer b. ahmed el-Mukri er-Razi (rahmetullah aleyh) (v. 378/988) şöyle buyurmuştur:

Tasavvuf, hallerin Hak Teala ile istikamet uzere olmasıdır. 18

İmam Ebü Hamid el-Gazali (rahmetullahi alev) (v 505 1111) şöyle buyurmuştur:

Tasavvuf, Allah Teala için kalbı başka şevlerden arındırmak ve O'nun dışındakileri küçük görmekten ibarettir 19

Şeyh Muhyiddin İbnü'l-arabi (kuddne srruhüj (v 638 1240) şöyle buyurmuştur:

Tasavvuf, zahirde ve batında şer'i edeplerin sınırları içinde durmaktır.20

Şeyh Ubeydullah ahrar (kuddise sırruhü) (v. 895 / 1490) şöyle buyurmuştur:

Tasavvuf, zahiri ve batıni olarak herkesin yükünü taşıyıp, hiç kimseye kendi yükünü taşıtmamandır.21

Şeyh ahmed Zerrük el-Fasi (kuddise sırruhü) (v. 899 /1493-94) şöyle buyurmuştur:

Tasavvuf, kalpleri ıslah etmek ve onları başka şeylerden arındırıp sadece Allah Teala'ya has kılmak için murat edilen bir ilimdir.22

Şeyhülislam Kadı Zekeriyya el-Ensari (rahmetullahi aleyh) (Vv. 926 / 1520) şöyle buyurmuştur:

Tasavvuf, ebedi saadete ulaşmak için nefsin hallerini, ahlakı güzelleştirmeyi, zahir ve batını mamur etmeyi bildiren bir ilimdir.23

Şeyh İbn acibe el-Haseni (kuddise sırruhü| (VW. 1224/1809) şöyle buyurmuştur:

Tasavvuf

* Allah Teala'nın huzuruna nasıl varılacağının,

-Batının kötü ahlaklardan nasıl temizleneceğinin ve faziletli şeylerle nasıl süsleneceğinin,
-Hak Teala'nın müşahedesinde veya halk ile beraberken gaybet halinin24 nasıl elde edileceğinin bilindiği bir ilimdir.
-Dolayısıyla tasavvufun başı ilim, ortası amel, sonu ise ilahi armaganlardır.25

Şeyh abdurrahman Tahi (kuddise sırruhü) (v. 1304/1886) şöyle buyurmuştur:

Tasavvuf, başkasının sana yaptığı kötülüğü ve senin başkasına yaptığın iyiliği unutmandır.26

Hazret namı ile meşhur Şeyh Muhammed Diyaüddin (kuddise sır. ruhü| (v. 1342/1924) şöyle buyurmuştur:

Tasavvuf, Hz. Muhammed Mustafa'nın ((sallAllahu aleyhi vesellem) sünneti ve yolu üzere yürümekten ibarettir.27

Kısaca tasavvuf; nefsi arzu ve hastalıklarından temizlemek, istikamet üzere olmak, niyeti halis tutmak, edebe riayet etmek ve her an Allah Teala ile beraber olmaktır. Tasavvufun başı şer-i şerife uymak, sonu ise masivadan yüz çevirip Allah Teala'dan gayrısına gerek duymamaktır.

Kaynaklar

3.Muhammed Diyaüddin, Mektübat, 6. 66 (40. Mektup)
4.Kuşeyri, er-Risale, 1/98.
5.Şehabeddin es-Sühreverdi, avarifül-Maarif,s.40
6.Ahmed Zerrük, Kavaidüt-Tasavvuf, s. 21
7.Kuşeyri, er-Risale, 2/441
8.Sülemi, Tabakatü's-S0fiyye, s. 106
9.Kuşeyri,er-Risale, 1/83;Sülemi, Tabakatü's-Süfiyye, s. 136.
10.Kuşeyri,er Risale, 2/441
11.Kelabazi,et Taarruf, s.91
12.Vecd, iradesi dışında salikin kalbine gelip beşeri vasıflarından soyutlanmasına yol açan manevi hal anlamında bir terimdir
13.Kuşeyri, er-Risale, 2/441-443
14.Kuşeyri, er-Risale, 2/397
15.Sülemi, Tabakatü’s-Süfiyye s. 258.
16.Sülemi, Tabakatü's-Süfiyye s.374.
17.Kuşeyri, er-Risale, 1/138.
18.Sülemi, Tabakatü's-Süfiyye, s. 378.
19.Gazali, İhyaü Ulümi'd-Din, 2/250. Şeyh İbrahim el-Bacüri (rahmetullahi aleyh) Tuhfetül-Mürid ala Cevhereti't-Tevhid adlı eserinde şöyle buyurmuştur: Tasavvuf, kalbi Allah Teala için başka şeylerden arındırmak ve O'ndan başkasının fayda veya zarar veremeyeceğine itikad etmektir. Boylelikle Cenab-ı Hak dışında kimseye itimat edilmez. O halde Allah'tan başkasını küçük görmekten murat, onların herhangi bir fayda veya zararlarının olamayacağına itikad etmektir. Yoksa hor görmek veya tahkir etmek değildir.
20.Muhyiddin İbnül-arabi, el-Fütühatü1-Mekkiyye, 3/191. 21.Abdülmecid el-Hani, el-Hadaiku1-Verdiyye, s. 493. 22.Ahmed Zerrük, Kavaidü't-Tasavvuf, 11. Kaide, s. 35. 23.Zekeriyya el-Ensari, İhkamü'd-Delale, 1/104.
24.Gaybet: Salikin kendisine verilen ilahi varidat ve ikramların tesiri ile dünya ve mahlükattan yüz çevirmesidir.
25.İbn acibe, Mi'racüt-Teşevvif, s. 26.
26.Abdurrahman Tahi, işarat s.164
27.Şeyh Muhammed Diyaüddin, Mektübat, 8. 109 (65 Mektup)
28 Yani nefsini kusurlu sayan

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *